23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van’da meydana gelen ve yıkıcı hasara neden olan zelzele sonrasında bölgede bulunan gazeteci Cüneyt Özdemir’in yaptığı haberler devrin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından eleştirilmişti.
Gazeteci Cüneyt Özdemir, Van’ın kırsal bölgelerini ziyaret ettiğini ve şimdi birtakım köylere yardım ulaşmadığını belirtmişyi. Başbakan Erdoğan ise Van’da meydana gelen sarsıntının çabucak akabinde bölgenin her yerine yardımların ulaştığını açıklamış ve isim vermeden Özdemir’i eleştirmişti.
Erdoğan o tenkidinde, ‘Televizyon muhabiri diyor ki röportajında; şimdi yetkililerden falan buraya kimse gelmemiş. Birisiyle konuşuyor olayı bu türlü naklediyor. Yahu gidilmemiş olsa bana köy köy bunun raporu verilebilir mi? Köy köy kaç tane yıkık konut var hepsinin raporunu aldım ben daha birinci gece’ demişti.
Cüneyt Özdemir ise CNN Türk ekranlarından Erdoğan’ın o açıklamasına şu formda cevap vermişti:
‘Başbakan’ın kızdığı o gazeteci bildiğiniz üzere benim. Bizim gazeteci olarak misyonumuz olumlu ya da olumsuz bütün bilgileri kamuoyuyla paylaşmak. Sarsıntıda meskenini, yakınlarını kaybetmiş 50-60 yaşındaki köylüler şayet yardımların yetersizliğinden yakınıp omuzları sarsıla sarsıla karşımda ağlıyorsa benim misyonum o köylünün çaresizlik gözyaşlarına bakıp ‘acaba Başbakan bu habere ne der?’ deyip gerimi dönmek değildir. Tam bilakis o gözyaşlarını daha yere düşmeden alıp kamuoyunun ve Sayın Başbakan’ın önüne koymaktır. Bu benim için yalnızca gazetecilik değil vicdan sorunudur. Başbakan’ın çok sevdiği o sözdeki üzere tabir edersek durumu ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.’
İşte o anlar: ?