Gazeteci Abdi İpekçi, uzun yıllar Milliyet gazetesinin genel yayın direktörlüğünü üstlenmiş saygın isimler ortasında yer alıyor. İpekçi, katledilişinin 44’üncü yılında bugün merasimlerle anılacak.
ABDİ İPEKÇİ KİMDİR?
İlköğrenimini gördükten sonra Galatasaray Lisesi’ni bitirdi. Bir süre sonra eğitimini Hukuk Fakültesinde sürdürdü. Yeni Sabah, Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres Gazetesi üzere çeşitli gazetelerde spor muhabiri, sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Ali Naci Karacan’ın çıkardığı Milliyet Gazetesi’nin yazı işleri müdürü (1954), bir süre sonra da genel yayın müdürü oldu.
1961 yılından öldürüldüğü 1 Şubat 1979 tarihine kadar tıpkı gazetenin başyazarlığını da yürüten Abdi İpekçi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ve Memleketler arası Basın Enstitüsünün ikinci başkanlığı, Basın Erdem Divanı genel sekreterliği üzere görevlerde bulundu. Yazılarında Atatürkçülüğü, barışı, niyet özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savundu. Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile kuzenlerdir.
ABDİ İPEKÇİ SUİKATİ
1970’li yıllardaki düzensizlik ve terörün önlenmesi için iktidar ile muhalefet liderleri ortasında yapan bir uzlaşı sağlanmasından yana olan, devlet idaresinde partizanlığın ve duygusallığın yerini akılcı, çağdaş, ölçülü bir uygulamanın almasını isteyen İpekçi, 1 Şubat 1979 gecesi İstanbul Maçka’daki meskeninin yakınlarında aracındayken Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü.
Mehmet Ali Ağca’nın verdiği tabir de Abdi İpekçi’ye 5-6 el ateş ettiğini söyledi lakin olay yerinde 9 mermi kovanı ele geçirildi. Bu da bir ikinci kişinin olduğunu gösterdi. O da Oral Çelik’tir. Oral Çelik ile Mehmet Şener suikastı bir arada tasarladı, Mehmet Ali Ağca da tetikçi olarak sonradan ortalarına katıldı.
Mehmet Ali Ağca, İpekçi suikastından idamla yargılanırken 1979 yılında ülkenin en âlâ korunan askeri cezaevlerinden biri olan Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırıldı.
Abdullah Çatlı, Bedrettin Cömert suikastinden aranırken 1978 Ağustos’unda Sakarya’da yakalandı. 48 saat sonra hür bırakıldı. Uğur Mumcu’nun İpekçi cinayetinin kilit ismi dediği Çatlı 1982 Şubat’ında bu defa ‘MHP’ davasıyla aranırken, Zürih’te Mehmet Şener ile birlikte düzmece pasaport ile yakalandı ve yeniden 48 saat sonra salıverildi.
Uğur Mumcu: “Şener geri verilirse İpekçi kıyası aydınlatılır, yitirilen her saniye kıymetli.” diye yazdı. Fakat değil saniye aylar geçti, Şener yargılandı ve kanıt yetersizliğinden hür bırakıldı.
Oral Çelik, 1982 yılında İsviçre’de yakalandı. 10 gün sonra özgür bırakıldı. Türkiye’ye döndükten sonra Malatya’da süren bir cinayet davasında evrakta bir evrakın yitirilmesi üzerine salıverilmesine karar verildi.
Ağca’nın, İpekçi cinayetinde tetik çektiğini söylediği Yalçın Özbey ise 1983 yılında Almanya’da işlettiği lokalde gözaltına alındı ve 2 ay sonra salıverildi.
Mehmet Ali Ağca’nın açıklaması
“Yavuz (Çaylan), İpekçi’nin arabasının geldiğini bana bildirdi ve ben kaçmadan otomobile gidip çalıştırmasını söyledim. İpekçi’nin arabası köşede yavaşladığı vakit koştum ve 4 ya da 5 el ateş ettim. Tekrar koşarak otomobile geldim. Yavuz, çalışır vaziyetteydi ön tarafa oturduk son hızla kaçtık.”